Teknolojinin ve endüstrinin gelişmesiyle birlikte, cerrahın ve anestezistin tecrübesinin artması ve endoskopik enstrümanların minyatürize üretilmesi sayesinde erişkin ve çocuklarda yapılabilen laparoskopik veya torakoskopik uygulamalar günümüzde yenidoğan döneminde de yapılabilmektedir.
İçindekiler
- Yenidoğanda Laparoskopinin Kullanım Alanları
- Laparoskopi Yardımlı Kolanjiografi
- Laparoskopik Piloromiyotomi
- Over kistleri- Laparoskopi
- Anorektal malformasyonlar-Laparoskopi
- Yenidoğanda Torakoskopinin Kullanım Alanları
- Torakoskopik Özefagus Atrezisi Ve Trakeoözefageal Fistül Onarımı
- Konjenital Pulmoner Malformasyon
- Konjenital diafragmatik herni
- Sonuç
Yenidoğanda Laparoskopinin Kullanım Alanları
Laparoskopi Yardımlı Kolanjiografi
Uzamış sarılıklı yenidoğanda biliyer atrezi şüphesi varsa kolanjiografi tetkiki tanıda altın standarttır. Laparoskopi yapılarak safra kesesinin varlığı tespit edildikten sonra, perkütan ve transhepatik yolla safra kesesi içine ilerletilen bir iğne aracılığı ile kolanjiografi çekilerek safra yollarının açıklığı veya yokluğu gösterilerek gereksiz laparotomilerden kaçınılabilir.
Laparoskopik Piloromiyotomi
Piloromiyotomi laparoskopide oldukça deneyim isteyen bir girişimdir ve öğrenme eğrisi oldukça yüksektir. Oomen ve arkadaşlarının açık ve laparoskopik piloromiyotomilerdeki komplikasyon oranlarını değerlendirdikleri meta-analizde 4 ayrı çalışmada toplam 502 vaka gözden geçirilmiştir. Açık piloromiyotomide komplikasyon oranı %11 iken, laparoskopik piloromiyotomilerde ise komplikasyon oranı %10.5 bulunmuştur. Her iki yöntem sonrası oluşan komplikasyonlarda istatistiksel olarak fark görülmemiştir. Minimal invazif cerrahinin avantajları göz önünde tutulursa, deneyimli ellerde piloromiyotominin laparoskopi ile yapılması tercih edilebilir.
Over kistleri- Laparoskopi
Fetal ve neonatal dönemde ovaryan kistler görülebilmektedir. Kistin büyüklüğüne bağlı olarak girişim yapılıp yapılmayacağına karar verilir. Boyutu 4 cm’den büyük kistler over torsiyonuna, hemorajisine veya intestinal obstrüksiyona yol açabileceği için cerrahi girişim gerektirir. Tanı ve tedavinin beraber olması, kısa sürmesi, post-op bakımın kısa, ağrının az, insizyon izinin az olması nedeniyle laparoskopik girişim tercih edilir. Doğum sonrası yapılan ultrasonografide içi debris dolu, kalsifiye veya hiperekojen yapıların olduğu over dokusu tespit edilirse torsiyone olmuş, nekroza gitmiş over düşünülebilir. Nekroza gitmiş over çıkartılırken, nekroz yoksa over detorsiyonu yapılıp kist aspirasyonu veya rezeksiyonu yapılabilir. Laparoskopi ile detorsiyonla birlikte ovaryan fiksasyon cerrahın tercihine göre yapılabilir.
Anorektal malformasyonlar-Laparoskopi
Laparoskopi yardımlı anorektal malformasyon düzeltme ameliyatını ilk olarak Georgeson 2000 yılında tanımlamıştır. Pena ise laparoskopi yardımlı düzeltme yapılacak vakaların seçilmesi gerektiğinin tartışmasını başlattı. Yenidoğan döneminde yüksek tipli atrezide öncelikle kolostomi yapılması ve ardından definitif ameliyatın planlanması genellikle kabul edilen tedavi şeklidir.
Yenidoğanda Torakoskopinin Kullanım Alanları
Ameliyat sonrası ağrının az olması, kozmetik olarak tatmin edici olması, kısa hastane kalış süresi, torakotomi sonrası oluşan anormal kaburga kaynaması olmaması ve dolayısı ile ileride oluşabilecek omuz düşüklüğünün olmaması, skolyozun daha az olması nedeniyle torakoskopi tercih edilmektedir. Yenidoğan döneminde torakoskopi endikasyonları oldukça nadirdir. En popüler endikasyon ise özefagus atrezi onarımıdır.
Torakoskopik Özefagus Atrezisi Ve Trakeoözefageal Fistül Onarımı
Torakoskopik özefagus atrezisi onarımı ilk defa 1999 yılında gerçekleştirilmiş ve günümüzde kabul gören minimal invazif yaklaşımdır. 2012’de yapılan meta-analizde, torakoskopi ve torakotomi ile yapılan onarımlar karşılaştırılmış ve ameliyat sonrası oluşan komplikasyonların, anastomoz kaçaklarının veya darlıklarının görülme sıklığının istatistiksel olarak farklı olmadığı gösterilmiştir. Uzun aralıklı özefagus atrezisinde çeşitli yöntemler tarif edilmiştir. Torakoskopik yaklaşım kozmetik ve postural yönden skolyoz oluşturmamakla birlikte torakotomi yapılan yenidoğanlarda skolyoz oluşma oranı %30’dur.
Konjenital Pulmoner Malformasyon
Prenatal ultrason ile tanı almış akciğerin kistik hastalıkları (konjenital pulmoner malformasyon, lobar amfizem, sekestrasyon) genellikle semptomatik olduklarında ameliyat endikasyonları vardır. Yenidoğan döneminde çok nadiren semptomatik olurlar. Bazı çalışmalarda ise semptomatik olmadan, yani tekrarlayan enfeksiyonlar olmadan ameliyatın torakoskopik yöntem ile daha kolay olduğu söylenmektedir. Yapılan meta analiz incelemede; ister torakoskopik olsun ister torakotomi ile yapılsın konjenital akciğer lezyonlarında ameliyat süreleri ve girişimler sonrası oluşan komplikasyonlar arası fark bulunmamıştır.
Konjenital diafragmatik herni
Konjenital diafragmatik herni onarımı hem laparoskopik hem de torakoskopik yapılabilir. Torakoskopik yaklaşımda içeriye verilen gazın toraks içini dolduran barsakların karın içine ilerlemesi nedeniyle cerrahi teknikte avantaj sağlarken, olası bir malrotasyonun da gözden kaçmasına sebep olur. Landsdale’in yaptığı meta analizde torakoskopik yaklaşımın süresinin daha uzun olması ve rekürrens oranının yüksek olması nedeniyle açık cerrahinin daha avantajlı olduğu belirlenmiştir. Ayrıca torakoskopik girişimde karbondioksit emilimine bağlı olarak nörotoksik yan etkilerin olması, uzun süren hiperkapni ve asidoz olması açık cerrahiyi tercih ettirmektedir . Yenidoğan minimal invazif uygulamalarda (5 kg altı infantlar dahil) en sık açık cerrahiye geçiş oranı %15’tir ve diyafram hernisi onarımında görülmektedir .
Sonuç
Minimal invazif yöntemlerin açık cerrahiye göre daha kozmetik olması, kısa hastane yatış süresi ve ameliyat sonrası analjezik ihtiyacının az olması gibi avantajları bilinmektedir. Erişkinlerde ameliyatların hemen hemen hepsi endoskopik yaklaşımla yapılabilmektedir. Teknolojinin gelişmesi, cerrahın ve anestezistin tecrübesinin gelişmesi sonrası yaşı ve kilosu ne olursa olsun ister yenidoğan, ister 5 kg altı infant olsun, açık cerrahi teknikle yapılan birçok ameliyat minimal invazif yöntemle güvenle ve başarı ile yapılabilmektedir.